Hevaperest Ne Demek? İzmir Rüzgârında Savrulan Bir Kelime
İzmir’de yaşıyorsan rüzgârla özel bir ilişkin vardır. Saçını bozar, planlarını değiştirir, kafanı dağıtır. “Hevaperest” kelimesini ilk duyduğumda da aynı etkiyi yaptı. Bir anda aklıma Kordon’da otururken esen imbat geldi. Peki gerçekten hevaperest ne demek? Yoksa kulağa eski ama hafif karizmatik gelen kelimelerden biri mi?
Arkadaş ortamında bu kelime geçse hemen biri sorar:
— “O ne ya, yeni kahve türü mü?”
Ben de espri yaparım:
— “Yok, ben.”
Gülerler. Ama içten içe düşünürüm: “Acaba gerçekten ben miyim?”
Hevaperest Ne Demek? Sözlükten Hayata
Hevaperest; hevesine düşkün, geçici arzuların peşinden giden, biraz keyfine bakan kişi demek. Yani bugün bunu ister, yarın başka bir şeye heveslenir. Net değil, kararsız, anlık yaşar.
Okuyunca insan bir duruyor. Çünkü bu tanım, çoğumuzun en az bir dönemine dokunuyor. Hele 25 yaşındaysan… İzmir’deysen… Bir de “yaşayalım ya” modundaysan…
İç Ses Devreye Girer
“Ben dün spora başlayacaktım.” “Ama bugün kahvaltı daha cazipti.” “Bu hevaperestlik mi?”
Cevap: Biraz.
Gündelik Hayatta Hevaperestlik
Hevaperest ne demek sorusunun cevabını en iyi günlük hayatta görürsün. Mesela benim bir günüm:
Sabah: “Minimalist yaşayacağım.”
Öğlen: İnternetten sepete eklenen üçüncü tişört.
Akşam: “Bu renk bana lazım.”
Arkadaşlarım beni tanır:
— “Sen iki hafta önce başka bir şey istiyordun?”
— “Evet ama bu daha güzel.”
İşte tam burada hevaperestlik sahneye çıkar. Ama kötü bir şeymiş gibi anlatılıyor hep. Oysa bazen bu, hayata merakla bakmak demek. Her şeye biraz ilgi duymak.
Hevaperestlik = Tutarsızlık mı?
Herkes hevaperesti “istikrarsız” diye etiketler. Ama bence bu biraz acımasız. Çünkü her heves değişimi, bir kaçış değil. Bazen sadece deneme isteği.
İzmir’de yaşayıp sürekli aynı mekâna gitmeyen biri gibi düşün.
“Bu akşam Alsancak mı, Karşıyaka mı?”
Cevap değişir. Ruh hâline göre.
Hevaperest ne demek diye soranlara şunu söylemek lazım: Hayata karşı iştahlı olmak. Ama dozunda.
Kısa Diyalog, Tanıdık Sahne
— “Yarın kesin erken kalkacağım.”
— “Saat kaç?”
— “Bilmiyorum ama kesin.”
Bu cümleyi kuran herkes biraz hevaperesttir. Kabul edelim.
Kendimle Dalga Geçme Bölümü
Bir ara kahve demlemeye heveslendim. Ekipman aldım, videolar izledim. Üç gün sürdü. Sonra çay.
Sonra fotoğrafçılık.
Sonra yürüyüş.
Sonra “ben aslında sade bir hayat istiyorum” dönemi.
İç ses: “Sen kararsız mısın, yoksa meraklı mı?”
Cevap hâlâ net değil. Ama artık kendimi bu yüzden yargılamıyorum. Çünkü hevaperest ne demek sorusunun tek bir cevabı yok. Herkeste farklı bir tonu var.
Hevaperest Olmak Her Zaman Kötü mü?
Bence değil. Sorun, heveslerin seni yönetmesi. Yoksa heves, hayatın motoru. Hiçbir şeye heveslenmeyen biri daha mı iyi?
İzmir’de gün batımını izleyip “yarın her şey daha güzel olacak” diye düşünen biri, biraz hevaperesttir. Ama aynı zamanda umutludur.
İnce Bir Çizgi
Hevesle başlamak güzel.
Hiç bitirmemek sıkıntı.
İşte denge burada.
Sonuç: Hevaperest Ne Demek, Biz Neyiz?
Hevaperest ne demek diye sorunca, sadece bir kelime öğrenmiyoruz. Kendimize bakıyoruz. Heveslerimize, vazgeçişlerimize, anlık kararlarımıza.
Ben espri yaparım, ortamı güldürürüm. Ama eve gelince düşünürüm. “Acaba bu da geçici mi?” diye. Belki öyle. Belki değil.
Ama şunu biliyorum: Biraz hevaperest olmak, insan olmanın yan etkisi. Önemli olan, hevesin seni taşıması; savurması değil.
Şimdi müsaadenle, yeni bir hevesim var. Ne mi? Onu da yarın anlatırım.